Press ESC to close

Interstellar “İnsanlığın Umutla Dolu Geleceği”

Yıldızlararası: Bir Uzay Macerası

2014 yapımı Christopher Nolan imzalı Interstellar, insanlığın geleceğine umut vadeden bir bilim-kurgu filmidir. Film, bir küf türünün neden olduğu tahıl ürünlerinin yok olması sonucu medeniyetin çöküşünü ve tarım toplumu seviyesine gerilemeyi anlatır.1

Eski bir NASA pilotu olan Cooper, ailesiyle birlikte bir tarlada geçimini sağlamaktadır. Kızı Murph, odasında tuhaf olaylar yaşandığını ve odasında bir hayalet olduğunu düşünmektedir. Cooper, kızının odasındaki gizemli olayların, hayalet değil, çözülmesi gereken bir mesaj olduğunu anlar. Bu mesaj, ikili bir konum koordinatı içermektedir. Baba ve kız, bu koordinatları araştırmak için yola çıkarlar ve yolculukları onları NASA’nın merkezine götürür.

NASA’nın ünlü bilim adamları, Cooper ve kızını insanlığın kaderini değiştirebilecek tek kişi olarak görmeye çalışır ve Cooper’ın görevi kabul etmesini isterler. Bu karar, Cooper’ın kızı Murph’u endişelendirir ve babasının kendisini terk edip bilinmeyen bir göreve gitmesini istemez. Ancak Cooper, kızını ikna etmek için bir kol saati hediye eder, ki bu saatin filmde önemli bir rolü vardır.

YÖNETMEN

Christopher Nolan: Beyin Yakan Filmlerin Ustası

Christopher Nolan, 30 Temmuz 1970’te Londra’da doğdu. Babası bir reklamcı, annesi ise bir uçuş görevlisi idi. Nolan, film yapımcısı olma hayaliyle büyüdü ve bu hayalini gerçekleştirmek için University College London’da İngiliz Edebiyatı okudu.

Nolan’ın ilk filmi, 1998’de çektiği Following’di. Bu film, bir hırsızın hikayesini anlatıyordu ve Nolan’ın karmaşık ve kafa karıştırıcı hikaye anlatım tarzını gözler önüne seriyordu. Nolan, Following’in ardından Memento (2000), Insomnia (2002), Batman Begins (2005), The Prestige (2006), The Dark Knight (2008), Inception (2010), The Dark Knight Rises (2012), Interstellar (2014), Dunkirk (2017), ve Tenet (2020) gibi filmlerle uluslararası üne kavuştu.

Nolan’ın filmleri, genellikle karmaşık kurguları, etkileyici görselleri ve merak uyandırıcı hikayeleri ile dikkat çekiyor. Inception, Interstellar ve Dunkirk gibi filmleri, teknik açıdan oldukça başarılı ve görsel olarak çarpıcı yapımlar olarak kabul ediliyor.

Nolan, Batman filmlerini sinemaya uyarlayan en başarılı yönetmenlerden biri olarak kabul ediliyor. Batman Begins ve The Dark Knight filmleri, eleştirmenlerden ve izleyicilerden büyük övgü topladı. The Dark Knight, sinema tarihinin en iyi süper kahraman filmlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Nolan, film yapımcılığının yanı sıra senaristlik ve yapımcılık da yapıyor. Inception ve Interstellar filmlerinin senaryoları da kendisi tarafından yazılmıştır.

Nolan, üç çocuk babasıdır ve eşi Emma Thomas ile birlikte film yapım şirketi Syncopy’yi kurmuştur.

Interstellar’da İnsanlığın Geleceği

Christopher Nolan’ın filmi Interstellar, insanlığın geleceğine ilişkin oldukça iyimser tablolar çiziyor. Film, dünyanın ekolojik dengesinin bozulması ve doğa olayları nedeniyle yaşanamaz hale gelmesi sonucunda insanlığın yeni bir gezegen bulmak için yola çıkmasının hikâyesini anlatıyor. Filmin en önemli mesajı, insanlığın doğayla ilişkisinde temel bir değişikliğe gitmeden, bugünkü biçimde var olmaya devam edebileceğine dair inançtır. Bu inanç, günümüz ekolojik krizinin, insanlığın mevcut üretim ve tüketim ilişkilerinde ve egemen toplumsal örgütlenme biçiminde radikal bir değişikliğe gitmeden, teknolojik çözümlerle aşılabileceği inancıyla örtüşüyor. Kapitalist modernleşme süreci, insanlığın ilerlemeye ve teknolojinin gücüne sarsılmaz bir inançla yaklaşmasına yol açmıştır. Bu inanç, Interstellar’da da teknolojinin fetişleştirilmesi ve insan toplumunun doğal sınırları teknolojik inovasyonlarla aşabileceğine ilişkin yersiz iyimserliğe dönüşmüştür.

İlgili Yazı

Christopher Nolan Filmlerindeki Görsel Büyü: Görüntü Yönetmeninin Rolü

Interstellar’ın Eleştirel Değerlendirmesi: Umudun Karşısındaki Gerçekler

Film, insanlığın seçilmiş bir tür olduğunu ve önüne çıkacak tüm sorunları en nihayetinde aşabileceğini savunuyor. Bu inanç, insanlığın ekolojik ve toplumsal ilişkilerinde köklü bir paradigma değişikliğine gerek olmadığı, doğayı yönetilebileceği ve üzerinde denetim kurarak ona galebe çalabileceği fikrine dayanıyor. Filmin sonu, insanlığın umudunu ve inancını kaybetmemesi gerektiği mesajını veriyor. Ancak bu mesaj, insanlığın toplumsal örgütlenmesi aracılığıyla üzerinde yaşadığı gezegeni hızla bir enkaza çevirdiği gerçekliğiyle çelişiyor.

Interstellar: Bir Başyapıtın Ardındaki Bilim ve Gelecek Vizyonu

Evrenin sırlarını keşfetmek için bilim ve fütüristik bir bakış açısıyla dolu olan Christopher Nolan’ın 2014 yapımı “Interstellar” filmi, sinema dünyasında bir dönüm noktasıdır. Film, sadece konusu ve oyunculuklarıyla değil, aynı zamanda prodüksiyon kalitesiyle de dikkat çekiyor. İnsanlığın hayal bile edemeyeceği bir geleceğe yolculuk yaparak, film günümüzün olağanüstü zamanlarında bile dünyanın sonunu nasıl görebileceğimizi sorgulatıyor.

Geleceği Kurtarmak İçin Epik Bir Macera: Cooper ve NASA

Filmde, eski bir NASA pilotu olan Cooper ve ailesinin hayatına tanık oluyoruz. Dünya üzerindeki doğal felaketler ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan insanlık için umut ışığı, Cooper’ın kızı Murph’un odasında keşfettiği gizemli bir mesajla gelir. Bu mesaj, onları insanlığın geleceğini kurtarabilecek yeni bir yaşam alanına götüren NASA’nın gizli bir üssüne yönlendirir. Cooper, ilk başta ailesini geride bırakmaya karşı çıksa da, insanlığın kaderini değiştirebilecek bir görevi üstlenmeye karar verir. Bu karar, hem ailesi hem de insanlık için zorlu bir yolculuğun başlangıcını işaret eder.

Bilim ve Büyü: Gargantua’nın Karadelik Sırrı

Cooper ve diğer astronotlar, insanlığın son umudu olarak gösterilen yaşanabilir gezegenleri aramak için yola çıkarlar. Bu yolculuk, fizikçilerin ve bilim adamlarının makalelerini sürekli ziyaret eden bir ekip için bilimin büyüleyici dünyasını sunar. Albert Einstein’ın görelilik teorisi gibi karmaşık kavramlarla da karşılaşırlar. Ancak en büyük sürprizleri, Gargantua adlı dev bir karadelikle karşılaştıklarında yaşarlar. Bu karadelik, zamanın ve mekanın sırlarını içinde saklar ve insanlığın kaderini şekillendirecek önemli bir rol oynar.

 

Interstellar “İnsanlığın Umutla Dolu Geleceği” Gargantua
Interstellar “İnsanlığın Umutla Dolu Geleceği” Gargantua

 

Interstellar filminde yer alan karadelik “GARGANTUA”

Yıllar sonra babasına ulaşan Murph, meşhur izafiyet teorisinin ikizler paradoksu olarak adlandırdığı paradoksun bir sonucu olarak babasından daha yaşlı olarak görünür. Muhteşem duygu dolu baba-kız kavuşmasında filmin aslında neyi anlattığını son sahnelerde açıkça anlamıştık. Gemide kalan diğer astronot ve gökbilimci DR. Brand, yaşanabilir bir gezegen bulup oraya kamp yeri kurarken insanoğlu dünyanın sonunun aslında kendi sonu olmadığını anlayıp yeni yaşam alanlarında hayatına devam ediyordu. Film, gayet açık ve net bir mesajı bütün bu bilim-kurgu senaryosunun içine yerleştirdiği şu duygu dolu cümle ile veriyordu.

“ZAMANI VE MEKANI AŞABİLEN TEK ŞEY SEVGİDİR.”

Kaynaklar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kapatmak için ESC ye basın